HES, bilindiği gibi hidroelektrik santrallerin kısaltmasıdır. Peki yıllardan beri ülkemizde olarak yapılan HES’ler neden bir anda sorun olmaya başladı ve HES’lerin bu kadar yaygın olarak derelerde bile yapılmasının sebebi ne? Bu yazımızda HES nedir sorusuna cevap vermenin yanında, ülkemizdeki HES projelerine ve bunların belli özelliklerine yer vermeye çalıştık.
HES Nedir
Önce HES ne demek sorusuyla başlayalım. Suyun potansiyel enerjisinin kinetik enerjiye dönüştürülmesi yoluyla enerji elde edilen HES’ler temelde enerji üretiminde kullanılmasının yanında tarımsal sulama ve içme suyu amacıyla da kullanılabilmektedir. Diğer enerji üretme yolları ise termik santraller, nükleer santraller ile rüzgar enerjisi, güneş enerjisi ve jeotermal enerji sistemleridir. Ülkemizin büyümesinin son yıllarda hızlı bir şekilde artış göstermesi ciddi bir enerji açığını gündeme getirmiş, fosil yakıtlar bakımından oldukça fakir olan ülkemiz de bu soruna hidroelektrik enerji santraller kurarak karşılık vermeye çalışmıştır. Nükleer enerji santraller kurma projeleri de bahsini ettiğimiz enerji açığının kapatılması amacıyla gündeme gelmiştir. Fakat şunu ifade etmekte yarar vardır ki, ülkemizde pek çok dere ve akarsu bulunmasına rağmen birkaçı dışında bu akarsuların debileri ve su hacimleri çok yüksek değildir. Bu da HES’lerden yeterli verim alınmasının önündeki bir engel olarak karşımıza çıkmakatdır.
HES Projeleri Neden Arttı
Bu projelerin bu kadar artış göstermesinin nedeni eskiden devlet tekelinde olan HES yatırımlarının özel şirketlere açılması ve belli alım garantisi ile devletin bu santrallerden elektrik satın almasıdır. Özel sektör de gerekli incelemeleri yapmakta ve belli izinleri aldıkta sonra kar getirecek dere ve nehirlerin üztüne bu santralleri kurmaktadır. Dere ve nehirlerinin debilerinin yüksek olması nedeniyle özellikle Doğu Karadeniz bölgesi bu santrallerin yaygın olarak kurulduğu yerlerin başında gelmektedir.
HES Projeleri Doğaya Zararlı Mı
Enerjiye dair olan hemen hemen her yöntemin belli zararları vardır. Rüzgar ve güneş enerjisi yöntemleri bu alanda istisna teşkil etseler de, bu yöntemlerin verimliliğindeki düşüklük ve maliyetli olmaları tercih edilmemelerine neden olmaktadır. Bunun yanında, nükleer santrallerin atıklarının yok edilememesi ve binlerce yıl muhafaza edilme yükümlülüğü, fosil yakıt kullanılan yöntemlerin ise doğayı kirletmesi ve fazla miktarda zararlı gaz salımı yapması bu teknolojilerin pek doğa dostu olmadıkları gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. Bu noktada, eğer bilgisayar kullanmak istiyor, akşamları mum ışığında evde oturmak istemiyorsak belli risk ve zararları göze almamız gerekmekte, ekosistemi bozucu etkileri bulunsa da HES’lere tepki gösterirken enerji yokluğunun bize ve çevremize maliyetini dikkate almalıyız.

HES projeleri elektrik üretimi amacıyla ülkemizde yaygın olarak kullanılmaktadır